Kapadokya sadece peri bacalarıyla mı meşhur? Pek değil. Yöresel mutfağı, köklü kültürel mirasıyla da kendini gösteriyor. Tarihin ve lezzetin buluştuğu bu topraklarda, damaklarda unutulmaz tatlar bırakıyor. Hadi bakalım, Kapadokya’nın mutfağına bir yolculuk yapalım, bu lezzetler neymiş öğrenelim.
Ne zaman Kapadokya dense, akla ilk gelen bu. Özel testi içinde pişen bir et şöleni. Kuzu ya da dana eti, sebzelerle beraber çömleğe yerleşir, fırında ağır ağır pişer. Sunumu ayrı bir olay, testinin ağzı kırılır, sıcak dumanlı bu lezzet önüne gelir. Kapadokya demek, testi kebabı demek.
Tatlı mı arıyorsun? O zaman Zerde denemelisin. Safranla pirincin buluştuğu bu tatlı, Osmanlı mutfağının yadigârı. Hafif ve aromatik bir lezzet; özel günlerde, düğünlerde sofraları süsler.
Kuzu eti, domates, biber... Taş fırında pişen bu tava, Nevşehir’in lezzet mirası. Doyurucu, lezzetli. Sıcak sıcak lavaşla birlikte gelir, işte o an yemeğe doyamazsın. Bölgedeki restoranların olmazsa olmazıdır.
Basit bir tatlı ama etkileyici. Un, tereyağı, şeker... Sıcak sıcak servis edilir. Kahvaltıda, özel günlerde yerini alır. Kapadokya’nın özgün tatlarından biri. Bu kadar basit malzeme, nasıl böyle büyüler?