Adapazarı, klasik bir şehir gezisinden çok daha fazlasını vaat ediyor. Burası, doğayla tarihin buluştuğu, her köşesinde bambaşka bir hikaye barındıran bir yer. Sakarya'nın kalbindeki bu şehir, sıradan tatillerden sıkılanlar için yeni bir maceranın başlangıcı. Hazır mısın?
Tarihle aranıza biraz mesafe koymak istemez misiniz? Bu müze, Adapazarı’nın karanlık ve heyecan dolu geçmişini gün ışığına çıkarıyor. 1915'ten kalma eserlerin ve arkeolojik buluntuların sergilendiği bu bina, "geçmişle hesaplaşmanın" en iyi yollarından biri. Tarihi bir yolculuğa çıkmaya hazırsanız, işte başlangıç noktanız!
Deprem müzesi kulağa sıradan gelebilir, ama burası değil! Adapazarı’nın 1999 Marmara Depremi’nde yaşadığı trajediyi ve bu şehirde iz bırakan deprem kültürünü anlatan bu müze, alışık olduğumuz 'müze gezme' deneyimlerini tamamen altüst ediyor. Depremin korkutucu gerçeğini anlamak ve geleceğe dair dersler almak istiyorsanız, bu müzeyi mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Osmanlı'nın ilk yıllarına ait bir yapıya girmeye cesaretin var mı? Orhan Gazi tarafından 1323 yılında yaptırılan bu cami, mistik bir atmosfer sunuyor. İnce hat sanatı ve dokusuyla ziyaretçilerini zamanda bir yolculuğa çıkartıyor. Tarihi adeta ruhunda hissedeceksin.
Doğayla flört etmeye var mısınız? Sakarya Park, şehirde biraz huzur bulmak isteyenler için biçilmiş kaftan. Geniş yeşil alanları, göleti, yürüyüş yolları ve kafeleriyle bu park, şehir kaosundan kaçışın en iyi yolu. Çocuklar oyun alanlarında enerji atarken, siz doğanın tadını çıkarabilirsiniz.