Akhisar… Ege’nin bağrında, zeytin kokularıyla tarih kokan bir şehir. Burası sıradan bir yer değil; her taşın altında bir hikâye, her köşede bir efsane saklı. Hem doğayla iç içe olabileceğiniz, hem de tarihin tozlu sayfalarını aralayabileceğiniz bir yer arıyorsanız, valizlerinizi toplayın, Akhisar sizi bekliyor!
Antik kentler size tarih dersini hatırlatıyor olabilir, ama Thyateira kesinlikle sıradan bir tarih kitabı değil. Lidya Krallığı'ndan kalma bu şehir, sanki zamanın içinde sıkışıp kalmış. Bir zamanlar burada yankılanan tiyatro sesleri, hamamdan yükselen buhar ve agora meydanındaki hareketlilik, her adımınızda canlanıyor. Yürürken gözünüzün önünde bir film sahnesi gibi canlanacak bu antik şehir, sizi tarihin kollarına bırakacak. Sadece yürümekle kalmayın, o dönemi hissedin!
Tarih sevenlerin gizli mabedi: Akhisar Müzesi. Thyateira’dan çıkarılan hazineler burada bir araya getirilmiş. Heykeller, mozaikler, lahitler… Bir bakıyorsunuz, Lidya kralı size göz kırpıyor. Osmanlı dönemi eserleri de cabası! Müzenin koridorlarında dolaşırken, sanki zamanda yolculuk yapıyorsunuz. Her köşede yeni bir sürpriz, her eserde yeni bir hikaye var. Akhisar'ın tarihine dair bilmediğiniz ne varsa burada bulacaksınız.
Bir Akhisar klasiği: zeytin ve zeytinyağı. Ama bu müzede sadece zeytin değil, zeytinin ruhu var! Zeytin, burada sadece bir meyve değil, bir yaşam biçimi. Müzedeki interaktif sergilerle zeytinin dalından sofranıza gelene kadar nasıl bir macera yaşadığını öğreniyorsunuz. Üstelik sadece öğrenmekle kalmayın, tadım etkinliklerine katılıp bu lezzet yolculuğuna damaklarınızla da şahit olun. Tadına baktığınız her zeytin, sanki bir hikaye anlatıyor!