Alanya, sadece bir tatil beldesi değil, Akdeniz’in zarif incisi olarak ruhunuza işleyecek bir cennet. Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen kaleleri, masmavi denizi ve doğanın en güzel dokunuşlarıyla Alanya, her yıl binlerce ziyaretçinin hayallerini süslüyor. Peki, Alanya’yı unutulmaz kılan detaylar neler?
13. yüzyılda Selçuklular tarafından inşa edilen bu devasa kale, denizden 250 metre yukarıda, gökyüzüne uzanmış bir kartal yuvası gibi duruyor. Kaleye tırmandığınızda, Alanya’nın ve Akdeniz’in sonsuz manzarası gözlerinizi adeta sarhoş ediyor. Tarihle iç içe olan bu kale, zamanın akışını unutturacak bir atmosfer sunuyor. Ehmedek, İç Kale, Süleymaniye Camii ve Akşebe Türbesi de kalenin sizi büyüleyecek diğer tarih kokan detayları.
Sıcak havanın ortasında serin bir nefes almak ister misiniz? Damlataş Mağarası, tesadüfen keşfedilmiş bir doğa harikası. Sarkıtları ve dikitleri ile başka bir dünyanın kapılarını aralarken, içerideki havanın astım hastalarına iyi geldiği rivayet edilir. Hem serinleyip hem de bu mucizevi oluşumları keşfetmek paha biçilemez.
Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın bir zamanlar burada yüzdüğüne inanılır. Plajın kumları öyle ince ve yumuşak ki, adeta bulutların üzerinde yürüyormuş gibi hissettiriyor. Berrak deniziyle göz kamaştıran bu plaj, yalnızca güneşin tadını çıkarmakla kalmayıp su sporlarına da atılabileceğiniz bir cennet.
Selçukluların denizcilik ruhu burada yaşıyor! 13. yüzyıldan günümüze kadar neredeyse hiç bozulmadan gelen bu tersane, denizcilik tarihine açılan bir pencere. Ziyaret sırasında Kızıl Kule’ye de uğrayarak Alanya’nın geçmişine doğru derin bir yolculuğa çıkabilirsiniz.