Bandırma, her yönüyle sakin ama bir o kadar da kendi içinde heyecan dolu bir yer. Marmara Denizi’ne açılan bu liman kenti, Balıkesir’in bir parçası olsa da ruhu başlı başına bir evren. Dolu dolu bir gün geçirmek, keşif dolu anılara yelken açmak isteyenler için... Buyrun, Bandırma'da adım adım ne yapacağınıza dair sıradışı bir rehber.
Buraya gelip de gözünüzü semadaki kuşlardan alamamak... Zaten olmazsa olmazı bu şehir gezisinin! Göç yollarında minik bir mola yeri gibi, hem kuş gözlemcilerinin hem de doğa aşıklarının uğrak yeri. Bu milli parkta yürüyüş yaparken, kuşların rüzgarla dansını izleyin. Kimi zaman saatlerce kaybolduğunuzu bile fark etmeyebilirsiniz.
Şehrin kalbinde adeta bir tarih kütüphanesi... Ta Eski Tunç Çağı’ndan Bizans’a kadar kimler gelip kimler geçmiş buralardan, bir solukta öğrenebilirsiniz. Arkeoloji meraklılarına hitap etmesinin yanı sıra, her yaştan insana tarihin kokusunu soluma fırsatı sunuyor. Mutlaka ziyaret edin deriz!
Deniz, kum, güneş... Ama işin sırrı, bu cennetin sadece 20 kilometre uzağınızda olması. Erdek’te hem denize girip hem de Kyzikos Antik Kenti’ni ziyaret etmek, tarihi keşiflerle dolu bir tatil deneyimi sunuyor. Bandırma'ya geldiğinizde "Erdek olmazsa olmaz," diyenlerin sesine kulak verin.
Doğanın kucağında bir gezinti hayal edin. Kapıdağ Yarımadası işte tam da bu; sizi dingin, yeşilin en güzel tonlarıyla buluşturan bir rota. Yarımadanın her köşesi doğa severler için yeni keşiflerle dolu. Her yolculuğun sonunda biraz daha hafif hissettirecek bir güzellik.