Rize'nin kuytularında, yeşilin binbir tonu arasında kaybolmuş bir cennet: Çamlıhemşin. Burada doğa öyle bir huzur verir ki, her bir yaprağın rüzgârla dansını izlerken, zamanın ne kadar yavaş aktığını unutursunuz. İşte bu büyülü köyün içinde gezilecek yerleri keşfe çıktığınızda, sizi bekleyen pek çok sürpriz var. Çamlıhemşin, bir yolculuk değil, bir keşif, bir ruh dinlendirme, bir hayatı yeniden soluma fırsatıdır. Hazırsanız, bu keşif için gelin, sizi bir masalın içine alalım!
Bir kale düşünün, dağların yamacına yaslanmış, tarihin derinliklerinden sessizce bakıyor dünyaya. Zil Kale işte tam böyle bir yer. Fırtına Vadisi’nin derinliklerinde, yıllara meydan okuyan taş duvarlarıyla ayakta duruyor. Bir adım attığınızda geçmişin izleri sarar dört bir yanınızı. Yüksek duvarlardan bakınca, vadinin derinliklerine sızan sisin içinde kaybolan Fırtına Deresi’ni görüyorsunuz. Bu kaleyi gezmek, adeta zamanla konuşmak gibidir. Her köşesi, her duvarı size bir hikaye anlatır.
Fırtına Vadisi, tam anlamıyla doğanın canlandığı bir sahne. Hangi adımı atsak, karşımıza başka bir mucize çıkar. Bir yanda sıçrayarak akan dereler, diğer yanda şelalelerin gücüyle hayal gücünüzün sınırları zorlanır. Vadinin içinden geçerken, rüzgârın melodisi kulaklarınıza dokunur, çam ağaçlarının kokusu ciğerlerinizi sarar. Burada her şey taptaze, her şey canlı... Rafting yapmak, adeta suyun ritmini yakalamaktır. Ya da yürüyüşe çıkmak... Sadece vadinin derinliklerine doğru adım atmak, size ruhsal bir huzur sunar. Bu vadi, Karadeniz'in gizli sükûnetidir.
Bir yayla hayal edin; dağların zirvelerine kadar yükselmiş çam ormanlarının içinde kaybolmuş. İşte Ayder Yaylası tam olarak böyle bir yer. Oraya adım attığınızda, içinizdeki her şey durur ve sadece doğa kalır. Karanlıkta, dağların eteklerinden yükselen sis, sabahın erken saatlerinde yaylanın üstüne serilir. Burası, hem ruhunuza iyi gelir hem de bedeninize... Ayder'in kaplıcaları, sıcak sularında kaybolmuş bir rahatlık sunar. Dağcılıkla meşgulseniz, zirveler buraya çok yakındır. Ayder’de her şey bir anlam taşır; doğayla bir olursunuz.
Rize Kalesi, denizin tuzlu havasından daha eski bir soluk taşıyor içinde. 14. yüzyıldan kalma bu kale, şehrin siluetini yükseklerden izler. Kalenin taşları, yılların getirdiği izlerle şekillenen bir hikâyeye sahiptir. Rize’yi, çevresindeki dağları ve uzaklardaki denizi bir arada görmek istiyorsanız, bu kaleye çıkın. Rüzgârın kulağınıza fısıldadığı şehrin eski sırlarını dinleyin. Burada, her adımda biraz daha derinleşir zaman.
Yüksek kayalardan dökülen su, etrafındaki yeşil örtüyle birleşip bambaşka bir melodiye dönüşür. Palovit Şelalesi, doğanın en zarif şarkısını söylerken, izleyenleri büyüler. Burada suyun gücü karşısında hür kalırsınız. Çam ağaçlarının gölgesinde yürürken, suyun serinliği yüzünüze çarpar. Her adımda daha derin bir huzura batarsınız. Biraz durun, biraz dinlenin. Suyun sesine kulak verin, her damlada bir öykü gizli.
Görülmemiş bir sessizlik, Çağlayan Yaylası'nda sizi bekliyor. Dağların zirvelerine gözlerinizi dikerken, etrafınızdaki her şey bir anda silikleşir. Yaylanın dinginliği, size içsel bir dinginlik verir. O sakin atmosferin içinde, bir çay demleyip, köy evlerinin önünde bir yudum içmek gibisi yoktur. Geceleri, yıldızlar gökyüzünde öyle bir parlar ki, dünya bir anda kaybolur. Burası, sadece huzurun ve doğanın değil, zamanın da kaybolduğu bir yerdir.
Kalkandere, adını yüksek dağlardan, nehirlerden almış bir köy. Burada, köy hayatının yavaş temposu, tüm koşturmacayı unutturur. İnsanlar, yılların verdiği yavaşlıkla bir arada yaşar. Bir köy turu yapın, geleneksel Karadeniz evlerinin arasından geçerken, kendinizi bu dünyadan uzaklaşmış gibi hissedersiniz. Burada, günlerin daha anlamlı geçtiğini anlayabilirsiniz. Bir de, eğer çayı seviyorsanız, Kalkandere’nin meşhur çay tarlalarını görmek kaçırılmaması gereken bir deneyim.
Çamlıhemşin neyi meşhur?
Çamlıhemşin, o büyülü doğasıyla meşhur. Dağlarının zirvelerinden akan şelaleleriyle, yeşilin binbir tonuna bürünmüş vadileriyle ünlü. Ama en meşhuru, Fırtına Deresi’ndeki rafting maceralarıdır. Bu akıntıda kaybolmak, tıpkı doğanın kalbinin derinliklerine yolculuk gibidir. Doğa sevgisini, doğrudan yaşamanın adresidir Çamlıhemşin. Hem de her köşesi başka bir serüvene açılan kapıdır!
Ayder Yaylasında nereler gezilir?
Ayder Yaylası... Dağlarla sarılı, çam ağaçlarının göğsünde gizlenmiş bir cennet. Burada önce sıcak kaplıcalara bir merhaba deyin, vücudunuzun her zerresi rahatlasın. Sonra dağ yolunda bir yürüyüş yapın, yaylanın arkasındaki gizli güzelliklere doğru adım atın. Yükseklerde bir yere varın, ve Ayder’in kuytusundan yükselen sisin içinde kaybolun. Ayder, tam da dağların gönlünde bir yuva gibidir. Yüksek tepelerden bir bakın, etrafınızda göz alabildiğine yeşil ve karşınızda, masal diyarı gibi her şey.
Çamlıhemşin'e ne zaman gidilir?
Çamlıhemşin’e, doğanın o büyülü halini tam anlamıyla hissetmek için yaz sonu ve sonbahar başı en ideal zamanlardır. Eylül, tüm vadinin yeşiliyle sarhoş olduğu, sıcak rüzgarın yüzünüze dokunduğu zamandır. Ama eğer karların, dağların beyaz örtüsüne sarındığı o karasal güzellikleri görmek isterseniz, kış ayları da harikadır. Kar tanelerinin yavaşça yere düşüşü, ormanla buluştuğu anı yaşayın.
Çamlıhemşin'de ne var?
Çamlıhemşin’de her şey var, ama en güzeli doğanın kendisi. Fırtına Vadisi’nin derinliklerinde, Zil Kale’nin taşlarında, Ayder’in sislerinde... Burada, sadece gezip görmekle yetinemezsiniz. Havasını içinize çekmeli, taşlarını parmak uçlarınızda hissetmelisiniz. Doğanın, insanı sarıp sarmalayan o büyüsüne teslim olmalı, rüzgarın şarkılarını dinlemelisiniz.
Çamlıhemşin'de neyi meşhur yemek?
Çamlıhemşin’in mutfağında, Karadeniz’in tüm lezzetleri sizi bekler. Ama en meşhuru, taze ve doğal malzemelerle yapılan muhteşem "karalahana çorbası" ve "mıhlama"dır. Yavaş yavaş eriyen tereyağının içinde, peynirin dansına katılın. Ayrıca hamsi, Çamlıhemşin’in mutfağında başköşeyi alır. Karadeniz’in tuzlu havasıyla pişmiş balık, yanında mısır ekmeğiyle, tam bir lezzet şölenine dönüşür.
Huser Yaylası'na ne zaman gidilir?
Huser Yaylası, yazın sıcakları büsbütün kendini unutturur. Ama en güzel zaman, haziran ve temmuz aylarıdır. O zaman, yaylanın bütün çiçekleri açar, rengârenk bir hal alır. Huser’in altın sarısı gün batımlarını görmek, gökyüzünün sonsuzluğunda kaybolmak istiyorsanız, işte tam zamanı! Yazın solgun ışığı, burada dağların eteklerinde bir başka güzellik yaratır.
Çamlıhemşin adı nereden gelmiştir?
Çamlıhemşin adı, iki kelimenin birleşiminden doğmuştur: "Çam" ve "Hemşin". Çam, o dağların zirvelerinde sıralanmış çam ağaçlarını anlatırken; Hemşin ise, bu bölgedeki yerli halkın adıdır. Bu yerleşim, tıpkı çam ağaçlarının kuytularına sığınmış bir halkın yurdu gibidir. Hemşinlilerin samimiyeti, çam ağaçlarının o gür gövdeleri gibi sağlamdır.
Rize Huser Yaylasına nasıl gidilir?
Rize’nin merkezinden yola çıkıp, Çamlıhemşin ilçesine doğru ilerleyin. Çamlıhemşin’den sonra, biraz virajlı, biraz dağ yolları sizi Huser Yaylası’na götürür. Yolda, dağların eteklerinde taze çay tarlaları sizi karşılar. Arabayla gitmek biraz çaba gerektirir, ama her zorluğa değecek güzellikte bir yolculuktur. Sabırlı olun, çünkü bu yolculuk sizi bir başka dünyaya, doğanın derinliklerine götürecek.
Fırtına Vadisi nerededir?
Fırtına Vadisi, Çamlıhemşin’in en heyecan verici, en gizemli parçasıdır. Fırtına Deresi, vadiyi ikiye bölerken, yerin derinliklerinden gelen bir yankı gibi doğanın fısıldadığı her şeye kulak verirseniz, bu sesi duymaya başlarsınız. Çamlıhemşin’in tam kalbinde yer alır; doğal güzelliklerin, yeşilin ve vadinin derinliklerinin buluştuğu, büyülü bir yerdir.
Rize ile Çamlıhemşin arası kaç kilometre?
Rize ile Çamlıhemşin arasındaki mesafe, sadece 30 kilometre kadar. Ama bu mesafe, çok daha uzun gibi hissedilir. Çünkü yol boyunca karşınıza çıkan manzaralar, sizi bir anda başka bir evrene alır. O 30 kilometre, yeşilin içinde kaybolmuş bir ömre dönüşür. Rize’nin sahilinden yola çıkar, Çamlıhemşin’in dağlarına ulaşırken, yolda her şey bambaşka bir hâl alır.