Kemal Sunal… Onun adı, Türk sinemasının altın yıllarının en parlak yıldızlarından biriyle özdeşleşti. Güldüren, düşündüren, bazen hüzünlendiren o eşsiz yüzüyle… Hababam Sınıfı, Vizontele ya da Tosun Paşa gibi yapımlarda gülüşüyle aradığımız huzuru, bazen de şaşkın bakışlarıyla içimizi ısıttı. Peki, bu efsanevi karakterlerin doğduğu yerler neresiydi? Hangi sokaklarda, hangi evlerde o unutulmaz sahneler hayat buldu? İşte Kemal Sunal’ın filmlerinde yer alan o büyülü mekanlar, her biri birer sinema hazinesi, her biri birer zaman yolculuğu.
Şaban’ı hatırlayın… Şaban’ın Zor Durumu filmi, Beykoz’un yeşil vadilerinde hayat buldu. Beykoz’un o eski, sakin havası, filmin neşeli ve bazen hüzünlü ruhunu en iyi şekilde sarar. Doğayla iç içe, köyün huzurlu sokaklarında geçer her bir sahne. Beykoz, eski İstanbul’un simgelerinden biridir ve burada, Kemal Sunal’ın Şaban’ı gibi saf ve masum karakterlerin gülüşleriyle hayat bulur. O yokuşlu sokaklar ve sımsıcak mahalleler, filmin her karesine ruh verir.
Beyoğlu... Süt Kardeşler filmi, işte bu meşhur İstanbul semtinde hayat buldu. Dönemin renkli sokakları, eğlenceli kahvehaneleri, nostaljik binaları… Beyoğlu’nun her köşesinde, Kemal Sunal’ın güldüren repliklerine eşlik eden bir geçmiş saklıdır. O eski kahvehanelerin, hala sabahın erken saatlerinde çayı yudumlayan insanlar gibi, zamansız bir enerjisi vardır. Beyoğlu, Sunal’ın Şaban’ı gibi hayata sarılan bir ruhu taşır, her köşesinde bir hikaye barındırır.
Kemal Sunal, Tosun Paşa filmiyle bizi Osmanlı İmparatorluğu’na götürürken, İstanbul’un Çekmeköy ilçesinin gizemli yollarında buluruz kendimizi. Burada, eski Türk köylerinin atmosferini hissedebilir, zamanın eskimiş taşlarına dokunabiliriz. Çekmeköy, o dönemin köy yaşamını yansıtan bir arka plan sunarken, Kemal Sunal’ın kahramanı Tosun Paşa’nın peşinden gitmek, adeta tarihin derinliklerine inmektir. Her köşe başı, tarihten bir parça sunar.
Hababam Sınıfı… O neşeli, eğlenceli ve bir o kadar da duygusal dünyası, İstanbul’un Arnavutköy semtinde hayat buldu. Arnavutköy’ün o dönemki okulları, dar sokakları, eski binaları, sunal’ın öğrencilik yıllarını yansıtırken, tüm öğrencilerin bir arada yaşadığı o neşeli karmaşa da burada şekillenir. Arnavutköy, hem klasik İstanbul’un huzurunu hem de gençliğin kalp atışlarını içinde barındırır. İşte bu mekan, filmin neşesini ve o dönemin ruhunu yaşatan yerdir.