Kırıkkale… İç Anadolu’nun kalbindeki bu sakin şehir, aslında sessizliğin ardına gizlenmiş bir tarih ve doğa hazinesi. Ankara’nın hemen yanı başında, adeta keşfedilmeyi bekleyen bir sır gibi. Yüzyılların izlerini sürebileceğiniz yapılar, doğanın elleriyle şekillenen güzellikler burada bir arada. Peki, bu şehirde nereleri görmek gerek? İşte tam da o noktadayız:
Osmanlı’dan kalma bu taş ve ahşap şiir, Kırıkkale’nin ruhunu yansıtan nadide yapılardan biri. Hasandede Camii, ince taş işçiliği ve zarif süslemeleriyle göz kamaştırır. Yanı başında duran Hasandede Türbesi ise bölge halkının gönlünde taht kurmuş. Tarihin tozlu sayfalarına dokunmak ve o manevi havayı solumak isteyenler için kesinlikle uğranması gereken bir nokta.
Kızılırmak’ın nazlı sularına serilmiş bir mücevher gibi duran Çeşnigir Köprüsü, Selçuklu’dan miras. 13. yüzyılda inşa edilen bu taş köprü, nehrin kıyısında fotoğraf çekmek isteyenlerin ilk adresi. Etrafındaki piknik alanları ve doğa yürüyüş yolları da cabası. Huzuru bu köprünün gölgesinde bulmak, kulağa hiç de fena gelmiyor, değil mi?
Keskin ilçesinde gizlenen bu doğal harika, macera arayanlar için bir başka dünya. Sarkıtlar, dikitler... Yeraltı sularının binlerce yıl süren sabrı. Sulu Mağara’nın içinde yürürken doğanın elinin nasıl titizlikle çalıştığını görmek, insanı büyülüyor. Burası, doğaya olan hayranlığınızı tazeleyeceğiniz bir durak.