Kırklareli, Trakya'nın doğayla kucaklaşmış, biraz gizemli ama bir o kadar da büyüleyici köşelerinden biri. Tarihin tozlu sayfaları arasında saklanan anılar ve doğanın cömert dokunuşlarıyla size bambaşka bir deneyim sunar. Eğer yolunuz düşerse, işte mutlaka uğramanız gereken yerler:
Milyonlarca yıl öncesine ışık tutan Dupnisa Mağarası... Zamanın unuttuğu bu yerin havası bile başka. Dikitler, sarkıtlar öylece bekliyor sizi, derinlere indikçe başınızı döndürecek bir atmosfer. Yarasaların mesken tuttuğu bölge var, ona dikkat! Ama diğer kısımlarda gezebilir, kayaların arasında kaybolmanın keyfini çıkarabilirsiniz.
Kıyıköy, denizin kıyısında kendi haline bırakılmış bir zaman tüneli gibi. Bir bakıyorsunuz, sakin dalgalar kıyıya vuruyor, sonra tarihin izleri göz kırpıyor size. Aya Nikola Manastırı... Bizans’tan kalma bu yapı, sessizliğin sesini duyuruyor adeta. Yürüyüşler, sahilde kaybolmak, Kıyıköy’ün derin nefesini içine çekmek iyi gelecek.
Dünyanın nadide longozlarından biri, işte İğneada. Bir orman düşünün, suyun içinde yükselen ağaçlar... Kuşlar cıvıldar, yaprakların fısıltısı size eşlik ederken yürüyün. Fotoğraf makineniz yanınızda olsun, çünkü böyle anları kaçırmak istemezsiniz. Üstelik, denizin serin suları hemen yanı başınızda!
Tarihe biraz daha dalmak isterseniz Vize’ye uğrayın. Antik Tiyatro, Roma’nın izlerini günümüze taşımış. Sahneye çıkıp bir an için o dönemlerde neler yaşandığını hayal edin. Ve tabii ki, Küçük Ayasofya Kilisesi de sizi bekliyor; tarihi dokusunu hissetmeye hazır olun.
Osmanlı'nın dokunduğu her taşın bir hikayesi vardır. Babaeski Köprüsü de böyle bir yer. Meriç Nehri’nin üzerinde dimdik duruyor. Üzerinden geçerken, yüzyılların su gibi akıp gittiğini hissedeceksiniz.
Tarih sadece savaşlar ve fetihlerden ibaret değil, sanayi de büyük bir parça. Osmanlı döneminde top dökülen bu dökümhane, size o dönemin ruhunu yaşatacak. Silahların, topların yapıldığı bu yerde tarih neredeyse demir kadar ağır.
Bir kale düşünün, yüksekçe bir tepede sessizce duruyor. Pınarhisar Kalesi, Bizans döneminden bu yana stratejik önemiyle ayakta. Etrafına bakın; o geniş manzara, tarihin derin izlerini taşıyor.
Müze denince sıkıcı bir yer gelmesin aklınıza. Kırklareli Müzesi, size bu toprakların binlerce yılını sunuyor. Arkeolojik eserler, etnografik buluntular arasında gezinirken, zamanın içinde kaybolmak serbest!
Atatürk'ün bir zamanlar konakladığı bu ev, onun izlerini taşıyan mütevazı bir müze. Tarihin o heyecanlı günlerine bir yolculuk yapmak isterseniz, mutlaka ziyaret edin.
Kırklareli Neyi Meşhur?
İğneada Longoz Ormanları, Dupnisa Mağarası ve Kıyıköy’ün büyüsüyle ünlü. Tarih, doğa, huzur... Hepsi bu şehirde bir arada.
Kırklareli'nin En Güzel Köyü Neresi?
İğneada, Karadeniz kıyısında tüm güzelliğiyle göz kırpıyor. Longoz ormanlarıyla sarmaş dolaş plajlarıyla huzur arayanların kaçış noktası.
Kırklareli'nin Hangi Yiyeceği Meşhur?
Kırklareli’nin köftesi dillere destan. Trakya’nın meşhur yaprak ciğeri, peynirli böreği ve doğal yoğurdu da öyle. Bir yediniz mi, tekrar tekrar isteyeceksiniz.
Kırklareli'de Ne Yapılır?
Doğa yürüyüşleri, tarihi keşifler, plaj keyfi... Longoz ormanlarının içinde kaybolmak, Dupnisa Mağarası'nda serinlik aramak, tam size göre aktiviteler.
Kırklareli Pahalı mı?
Kırklareli, İstanbul’un karmaşasından uzak ama fiyat açısından çok daha cazip. Konaklama, yeme-içme, gezme... Hepsi cebinizi yormaz, içinizi ferahlatır.
Kırklareli'nin En Tanınmış Özelliği Nedir?
Longoz Ormanları ve Kıyıköy... Doğa tutkunuysanız, bu iki yer zaten Kırklareli’nin adını zihninize kazır.
Kırklareli'de Nerede Denize Girilir?
Deniz deyince akla İğneada ve Kıyıköy gelir. Sakin, temiz ve huzurlu bir plaj keyfi için ideal.
Kırklareli'den Ne Alınır?
Zeytinyağı, peynir, el yapımı tarhana... Ve tabii ki yerel üzümler! Kırklareli, doğal ürünlerin cömertçe sunulduğu bir yer.
Kırklareli Hangi Şehre Yakın?
İstanbul’a iki saat, Edirne ve Tekirdağ’a ise bir taş atımlık mesafede.
Kırklareli Hangi Meyvesiyle Ünlü?
Üzüm! Trakya’nın bağcılık kültürünün bir parçası olan bu üzümler, Kırklareli’nin meyve dünyasında en baş köşeyi alır.