Selimiye… O kadar sakin, o kadar huzurlu ki, köyün her köşe başı bir gizem saklıyor. Muğla’nın bu küçük köyü, zamanın yavaşladığı, hayatın daha yavaş aktığı bir cennet. Eğer kalabalıklardan kaçmak, doğa ile bütünleşmek istiyorsanız, Selimiye sizi bekliyor. Şehir hayatının gürültüsünden kaçıp, Ege’nin nazlı sularında kaybolmak isteyenler için harika bir rota. Gelin, bu köyün sakladığı hazineleri birlikte keşfedelim.
Burası, denizle doğanın dans ettiği yer. Selimiye Koyu, berrak sularının ve nazlı dalgalarının büyüsüne kapılmanıza sebep olacak. Sığ denizi, sıcaklığıyla sizi saracak, etrafınızdaki çam ormanlarının kokusu ruhunuzu dinlendirecek. Sabahları güneşin ilk ışıkları denizi altın rengine boyarken, akşamları da batışa doğru her şey altın sarısına bürünüyor. Selimiye’nin büyüsü işte burada başlıyor. Gözlerinizi kapatın, bir an için kaybolun. Denizin üzerinde rüzgarın melodi gibi dans ettiğini hissedeceksiniz.
Bozburun Yarımadası, doğanın kucakladığı bir masal gibi. Yeşilin binbir tonu, denizin mavisiyle buluşuyor. Bu bölgeyi gezmek, bir öyküyü keşfetmek gibi. Ege’nin en saf hali burada, her adımda bir başka huzur arayışına çıkıyorsunuz. Tekne ile ilerlerken, her köşe bir başka manzara sunuyor, her kayalıkta farklı bir hikaye gizli. Bir adım atıyorsunuz, Selimiye’nin büyülü doğası sizi içine alıyor, sanki bir yerlerden gelen eski bir melodiyi dinler gibi.
Altınkum Plajı, tam anlamıyla adını hak ediyor. Altın gibi kumlar, berrak suya karışıyor ve burada her şey sessiz ama derin. Kızılbük’ün sakinliği, her adımda rahatlatıcı bir huzur veriyor. Burada zamanın nasıl geçtiğini unutacaksınız. Dalgalar, her an sizinle konuşuyor, kıyıda yürürken denizin sesi içinizde yankılanıyor. Bu cennet, sadece deniz severlere değil, doğayla iç içe olmayı sevenlere de harika bir hediye.
Bir köyün ruhunu en iyi, çarşısında ve pazarında bulabilirsiniz. Selimiye’nin çarşısı, taze meyve ve sebzelerin, rengarenk el yapımı hediyeliklerin bulunduğu bir cennet. Burada her köşe bir öykü anlatıyor, her tezgah bir başka rengarenk dünyanın kapılarını aralıyor. Sizin de gönlünüz bir an için pazardaki o taze baharatların, el yapımı sabunların arasında kaybolacak. Bir çay içmeden, köy halkıyla sohbet etmeden ayrılmak olmaz. Selimiye, sadece manzarasıyla değil, içindeki samimiyetle de büyülüyor.
Selimiye’nin en güzel sürprizlerinden biri de, bir tekne turuna çıkmak. Tekne ile denizle tanışmak, dalgaların ritmini hissetmek bir özgürlük hissi uyandıracak. Gizli koylar, sessiz plajlar ve insanın kalbini okşayan manzaralarla dolu bu yolculuk, tüm gününüzü dolduracak kadar özel. Ege'nin her köşesinde bir başka güzellik saklı, tekne turunda her anınız bir keşfe dönüşecek. Hem denizin hem de gökyüzünün tadını çıkarırken, Selimiye’nin etrafındaki adalara doğru yol alacaksınız.
Selimiye’nin zeytinlikleri, köyün karakterini anlamanın anahtarı. Zeytin ağaçları, yüzyıllardır bu topraklarda kök salmış. Selimiye’ye gittiğinizde, sadece zeytinyağı değil, bu toprakların sunduğu huzuru da alıyorsunuz. Zeytin hasadına katılmak, el yapımı zeytinyağı üretimini görmek, işin mutfağını keşfetmek, Selimiye’nin ruhunu daha iyi kavrayabilmenizi sağlıyor. Doğal, saf, gerçeğe yakın bir tat arıyorsanız, işte o zaman Selimiye’deki zeytinyağları tam size göre.
Bazen geçmişi keşfetmek, bugünden daha fazla büyüleyicidir. Loryma Antik Kenti, Selimiye’ye yakın bir noktada, Ege’nin antik izlerini taşır. Burası, tarih ve doğanın en güzel birleşimlerinden birine şahitlik ediyor. Her taşın, her kalıntının ardında bir öykü var. Tüm köy, antik tarihle sarhoş olurken, siz de bu tarihi koklayabilirsiniz. Loryma’yı ziyaret ettiğinizde, yalnızca bir antik kenti gezmekle kalmaz, zamanda bir yolculuğa çıkmış olursunuz.
Selimiye'nin neyi meşhur?
Selimiye, denizinin berraklığıyla, doğasının huzur veren sessizliğiyle meşhur. Çam ağaçlarının kokusu, zeytin bahçelerinin sarhoş edici etkisi, bir de tabii ki deniz ürünleriyle ünlüdür. O kadar taze ve lezzetli ki, bir çatal atsanız, Ege’nin tuzlu havasını ağzınızda hissediyorsunuz. Bir de sakinliği var, öyle derin bir huzur verir ki, bazen saatlerce ne yapacağınızı unutursunuz.
Selimiye'nin eski adı nedir?
Selimiye'nin eski adı, o yıllarda denizcilere ev sahipliği yapan "Idyma" idi. Hani bazen bir yerin eski adı vardır, o adın içinde kaybolmuş bir tarih barındırır. İşte o tarih, şimdi her adımda bir hatıra bırakıyor. Idyma, o zamanlar tarihin derinliklerinden gelen bir isimdi, bir nevi denizcilerin limanıydı. Şimdi Selimiye, bu kadim isimle rüya gibi anılar biriktiriyor.
Selimiye'ye ne zaman gidilir?
Selimiye’ye gitmek için mevsimi yok, ama her mevsim ayrı bir güzellik sunar. Yazın, Ege’nin serin sularında kaybolabilirsiniz. Bahar ve sonbahar ise, sakinliğiyle kalbinizi fetheder. Yazın sıcak günlerinde deniz ve doğa birleşirken, kışın ise köydeki huzur öyle derinleşir ki, gözlerinizi kapatıp düşler dünyasında kaybolursunuz. Yani ne zaman gitmek isterseniz, Selimiye hep sizi bekler.
Selimiye nerelere yakın?
Selimiye, Marmaris’e çok yakın ama o kadar sakin ki, Marmaris’in gürültüsünden uzaktır. Bozburun’a da yakındır, o da ayrı bir doğa harikasıdır. Bu köy, etrafındaki doğayla, koylarla, eski kasabalarla çevrilidir. Sadece denize değil, aynı zamanda tarih kokan köylere de komşudur. Eğer bir yolculuğa çıkacaksanız, Selimiye, Ege’nin sıcacık kollarında sizi bekliyor.
Selimiye'de ne yemeli?
Selimiye’de yemelisiniz, tabii ki taze deniz ürünleri! Lüfer, çupra, mezeler... Ama esas başyapıt, Selimiye’nin zeytinyağı. O kadar saf, o kadar lezzetli ki, bir damlası ağzınızda Ege’nin tamamını taşıyor. Ayrıca, baharatlar ve organik ürünler ile hazırlanan yemekler, tam anlamıyla bir tat yolculuğudur. Günü, bir kuymakla tatlandırın, Ege’nin her baharını tadın. Dönüş yolunda, zeytinlerin kralı, zeytinyağları çantanızda sizi bekler.
Marmaris'ten Selimiye arası kaç km?
Marmaris’ten Selimiye, sadece 30 km uzaklıkta. Evet, o kadar yakın. Ama burası sadece bir mesafe değil, bir yolculuk da aynı zamanda. Marmaris’in kalabalığından sıyrılıp, bu 30 kilometrelik yolculuk sizi başka bir dünyaya götürecek. Yolda uzanan yeşil manzaralar ve denizin kokusu, Selimiye’ye vardığınızda sizi karşılayacak.
Selimiye’de nerede denize girilir?
Selimiye’de denize girmek, adeta bir öykü yazmak gibidir. Her koyun kendine has bir hikayesi vardır. Selimiye Koyu ve Altınkum Plajı, suya girmek için en güzel yerlerden. Su, o kadar berrak ki, adeta bir kristal gibi. Kumsalın ince kumları, sizi Ege’nin kollarına bırakacak. Ama gizli bir öneri: küçük tekne turlarıyla ulaşabileceğiniz kuytu koylar, en huzurlu deniz keyfini sunar.
Selimiye ne anlama gelir?
Selimiye, aslında adını "Selim" isminden alır. Ne de olsa, bu köyde hayat gerçekten çok selim, çok huzurludur. "Selim", arapçadan gelen bir kelimedir ve "barış" anlamına gelir. Selimiye de, hem ismiyle hem de havasıyla barışın, huzurun yeridir. İşte burada zamanın ne kadar hızla geçtiğini fark etmezsiniz.
Selimiye’yi hangi padişah yaptırdı?
Selimiye’nin bugünkü şekliyle gelişimine katkıda bulunan padişah, Sultan Selim’dir. Sultan Selim, burada köyün gelişmesini sağlamış, bölgenin güzellikleriyle bütünleşmiş bir efsaneye imza atmıştır. Ama köyün ruhu, Sultan Selim’in izinden çok daha ötedir. Burada her taş, her ağaç, her dal bir başka padişahın öyküsünü anlatır gibi.
Selimiye nasıl bir semt?
Selimiye, bir semtten çok, bir yaşam biçimidir. Yavaş akan zamanın, sakin hayatın adıdır. Bu köy, hiçbir yerle aceleye gitmez. Denizin sesi, çam kokuları arasında bir yürüyüş yaparken, her şeyin ne kadar basit olduğunu hissedersiniz. Gökyüzü, dağlar ve deniz arasındaki o büyülü alanda, Selimiye bir semtten çok bir düş gibi gelir. Bu köy, dünyadan uzak, ama bir o kadar da her şeyi yakın kılar.
Tatilox Turizm Acenteliği Organizasyon İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi © 2023
