Kervansaraylar… Yalnızca taş duvarlardan ibaret değil onlar; geçmişin yankılarını fısıldayan sessiz tanıklar. Tüccarlar, gezginler, hikâyelerini sırtında taşıyanlar… İşte Anadolu’nun bu büyüleyici molaları, yalnızca birer konaklama durağı değil; tarihin yollarında bir nefes alışıydı. Gelin, bu taşların arasında kaybolup, kadim bir serüvene doğru adım atalım.
Büyük. Heybetli. Zamana meydan okurcasına ayakta. Sultanhanı, Anadolu’nun bağrında yükselen bir masal diyarı gibi. 1229’da I. Alaeddin Keykubad’ın emriyle yapılmış. Gözlerinizi kapatıp burada yürürseniz, taşların arasında yankılanan nal seslerini duyar gibi olursunuz. Devasa avlusu, ibadet için ayrılan bölümleri ve kervanların barındığı alanlarıyla sadece bir han değil, aynı zamanda geçmişin bir aynası.