Tatil demek, sadece kum ve denizle zaman geçirmek değil; her köşe başında yeni bir efsanenin peşinden gitmek demek. Hayal gücünüze dokunan, sizi geçmişin derinliklerine sürükleyen, kadim tanrıların, büyücülerin ve kahramanların izinde bir yolculuğa çıkmak… Hadi, gittiğiniz yerlerin yalnızca manzaralarına değil, o toprakların tarihine, mitolojilerine ve elbette efsanelerine de bir göz atalım. Hazırsanız, bu mistik keşiflere başlıyoruz!
Antalya’nın güneşi, altın sarısı sahillerine vuran ışığıyla bir taraftan dünyaya, diğer taraftan da eski zamanların tanrılarına selam durur. Burada, Akdeniz'in rüzgarları arasında bir efsane fısıldanır. Apollon'un, güzellik tanrıçası Daphne'yi peşinden sürükleyip, sonunda ona dönüşmesini izleyenler anlatır bu hikayeyi. İşte o defne ağaçları… Gövdelerinin arasına saklanmış bu kadim hikaye, bir adım daha atmanızı, biraz daha derinleşmenizi bekler. Phaselis Antik Kenti'nde Apollon’un izini sürerken, kendinizi tarihin içinde kaybedebilirsiniz.
Kapadokya, dev taşların, peri bacalarının, yer altı şehirlerinin gölgesinde bir masaldan fırlamış gibi duran bir yer. Ama sadece bu kadar değil… Efsaneler, taşların içinde gizlenmiş. Bu vadiler, peri kızlarının, büyücülerin saklandığı topraklar. Bir zamanlar, geceyi aydınlatan ateşin etrafında toplanan eski halk, peri bacalarına bakarak, onlara hayat verir, ruhlarını bu taşların arkasına hapsederdi. Ve o büyücülerin, Hacivat ve Karagöz’ün de kökenleri burada gizli. Gölge oyunları, Kapadokya'nın taşlarının derinliklerinden çıkarak, sizlere gülümser. Efsaneleri dinlemek için, bir peri bacasının yanına oturmanız yeterli.
Bodrum’a adım attığınızda, sadece Ege’nin tuzlu sularının sizi kucakladığını düşünmeyin. Bodrum, aynı zamanda kadim bir kraliçenin, Artemisia'nın izlerini taşır. O, bir zamanlar Halikarnassos’un prensesi, korkusuz bir liderdi. Savaşçı bir ruh, yüreğinde halkı için taşıdığı büyük bir sevda vardı. Bugün Bodrum’daki antik kalıntılarda, Artemisia’nın adımlarını takip edebilir, geçmişin bu güçlü kadınının topraklarında bir yürüyüş yapabilirsiniz. Çünkü burada, tarih bir başka şekle bürünür ve bir efsane hayata yeniden dokunur.
Efsanelerin başkenti Çanakkale'de, Truva'nın kadim topraklarında tarih bir destana dönüşür. Bir at, devasa bir plan ve büyük bir savaş… Truva Atı, sadece bir tahta yığınından fazlasıdır; o, zekanın, cesaretin ve kahramanlığın simgesidir. Truva'nın surları arasında gezinirken, Homeros’un kahramanlarını birer birer bulacak, Herkül’ün öyküsünü duyacak ve yer altı dünyasının kapılarını aralayacaksınız. Geçmişin gölgesinde, Truva'nın efsanesi yaşar, ve siz de bu kadim dünyanın bir parçası olursunuz.