Bazen bir tatil planı yaparsın ve tek isteğin şudur: “Biraz durayım.” Zihnimdeki kalabalık dağılsın, omzumdaki yük hafiflesin, günler bir süreliğine daha yavaş aksın… Biz de tam böyle bir ruh hâliyle yola çıktık. Üç kız, aynı cümlede buluşmuştuk: “Biraz nefes alalım.”
Mersin’in dağlarına doğru giderken içimde garip bir merak vardı. Açık söyleyeyim; Mersin denince aklımda hep deniz, sahil, yaz hali canlanır. Dağların arasında, Ayvagediği’nde böyle bir bungalov deneyimi yaşayacağımı hiç tahmin etmezdim. Ama daha yolun başında bu tahminim bozulmaya başladı. Çünkü yol dediğin bazen sadece bir güzergâh değildir; bir “mod değiştirici”dir. Şehir geride kalır, telefon bildirimleri anlamını yitirir, camdan giren serin hava insanın içine kadar işler.

Daha yolda giderken bile şunu hissettik: “Buraya gelmek iyi gelecek.” Dağların arasından ilerlerken o mis gibi koku, o dinginlik… Sanki varış noktası değil de o yolun kendisi bir arınma gibiydi. Hani bazı yerler vardır; gitmeden önce “acaba?” dersin, giderken “iyi ki”ye dönmeye başlar. Bizde tam olarak öyle oldu.
Tesise vardığımız anda içimden tek bir cümle geçti: “Oh be… tam kafa dinlemelik yer.”
Ama kız kıza tatilde, özellikle yeni bir yerdeyken, zihnin bir köşesinde hep aynı soru duruyor: “Peki ya sıkılırsak?”

Bu sorunun cevabı çok net: Asla.
Çünkü burası sadece “konaklayıp çıkılan” bir yer değil. Burada gün, kendi ritmini kuruyor. Kahvaltı bir görev gibi değil; keyif gibi yaşanıyor. Kahve “içip geçilen” bir şey değil; sohbetin uzadığı bir bahaneye dönüşüyor.
En önemlisi de şu: İşletme öyle ilgiliydi ki, “boşluk” hissi hiç oluşmadı. Kahvaltıdan kahve sunumlarına, gün içindeki küçük ikramlardan akşam keyiflerine kadar her şey özenliydi. “Hadi ya” deyip şaşırdığımız anlar oldu; ama bu şaşkınlık “eksik”ten değil, “incelik”ten kaynaklanıyordu.
Bazen bir yerde hizmet vardır ama yapaydır. Bazen samimiyet vardır ama düzensizdir. Burada ikisi de dengedeydi: samimi ama kontrolsüz değil, ilgili ama bunaltıcı değil. Tam kararında.

Bunu özellikle ayrı bir başlık yapıyorum, çünkü bizim için en kritik nokta buydu. Üç kız olarak çıktığımız bu tatilde, kendimizi gerçekten güvende hissettik. Bu çok kıymetli bir his. Tatilde “rahatlamak” istiyorsun ama bir yandan da çevreyi ölçüp biçmek zorunda kalmak istemiyorsun.
Biz böyle bir tedirginlik yaşamadık. Ne rahatsız edici bir durum, ne huzursuz eden bir atmosfer… Tam tersine, yerin genel düzeni ve yaklaşımı “burada güvendesin” hissini veriyor. Bu da tatili tatil yapan şeylerden biri. Çünkü güven varsa, insan gerçekten bırakıyor kendini. Gülüyor, dans ediyor, susuyor, anın içinde kalıyor.

Akşam olduğunda ortamın enerjisi değişti. Günün koşturması yok, şehir sesleri yok, gereksiz planlar yok… Sadece biz varız, müzik var, ateş var. Ateşin başında şarap içtiğimiz o anları anlatırken bile içim yumuşuyor. Kız kıza dans ettik. Bazen sadece oturduk ve konuştuk. Bazen de hiçbir şey konuşmadık; sadece o atmosferi izledik.
İnsan bazı yerlerde “fotoğraf” biriktirir, bazı yerlerde “his” biriktirir. Burası his biriktiren bir yerdi. Döndüğümüzde birbirimize aynı şeyi söyledik: “Bu tatil gerçekten iyi geldi.”
Ayvagediği’nin doğası, sadece fon gibi durmuyor. İçine giriyorsun. Havanın serinliği, çevrenin sakinliği, günün yavaş akışı… Hepsi insanın zihnini sadeleştiriyor. Normalde şehirde bir gün, “yetişilecek işler” listesi gibi geçiyor ya… Burada gün, “an” gibi geçiyor.
Sabahları uyandığında ilk his: ferahlık. Gün içinde insanın içi sıkışmıyor. Akşamları ise sanki gökyüzü biraz daha yakınmış gibi geliyor. Böyle yerlerde insan kendiyle daha kolay baş başa kalıyor. Ve bence gerçek dinlenme tam da bu.

Bu deneyimin bu kadar “sorunsuz” ve “rahat” geçmesinde Tatilox’un payı büyük. Bunu içtenlikle söylüyorum çünkü ben Tatilox’u seviyorum ve kullanışlı buluyorum. Konaklama seçerken en büyük sorun ne?: Belirsizlik.
Gideceğin yer iyi mi? Görseller gerçek mi? Yorumlar samimi mi? Ortam nasıl?
İşte Tatilox’ta benim en sevdiğim şey şu: çok fazla kullanıcı videosu ve deneyim içeriği olması. Bir yerin “nasıl hissettirdiğini” anlamak, sadece iki fotoğrafla olmuyor. Ama gerçek deneyim videoları olunca seçim süreci çok daha kolaylaşıyor.
Biz de seçerken bunu yaşadık. “Acaba?” yerine “tamam” dedik. Bu kadar.
Eğer siz de:
Mersin Ayvagediği’nde bu bungalov deneyimi (KOD 3360) bence listenizde olmalı.
Bu tarz yerler her zaman bulunmuyor. Çünkü bazı yerler “konaklama” satar, bazı yerler “atmosfer” sunar. Burası atmosfere yatırım yapan bir yer gibi hissettirdi bana.

Döndükten sonra herkes sordu: “Nasıl geçti?” Benim cevabım kısa ama net: Muhteşem atmosfer, muhteşem işletme. Ve en önemlisi: çok güvenliydi. Ayvagediği’nde dağların arasında böyle bir kaçamak yaşayacağımı tahmin etmezdim. Ama iyi ki tahmin etmemişim; sürpriz böyle güzel oldu. Biz kızlarla çok güldük, çok dinlendik, çok “iyi hissettik”. Ve evet… Tatilox sitesine hâlâ bayılıyorum. Çünkü seçmek zor; ama doğru yerden bakınca kolaylaşıyor. Bizim için de tam olarak böyle oldu.